Bazı pankartlar vardır ya hani ; anlık hislerin dışa vurulduğu , şarkı sözlerinden yürütme ; kimi arabesk kokan , kimiyse popüler kültür ürünleri.
Herkesin cebinden üç beş kuruş verip reklamcıdan çıkardığı , ya da tamamen el emeği göz nuru , üzerinde birkaç kişinin saatlerce uğraştığı pankartlar.
Yazarken etrafında biraların içildiği , muhabbetinse gırla döndüğü , ‘’lan gene sprey bitti’’ diyaloglarının sıkça yaşandığı , ‘’abi naptın ya gene yamuk yazmışsın ‘’, ‘’hacı yan taraftan tineri yollasana’’ , ‘’baba bu fırça kalın olmaz’’ nidalarının kumaş pazarından alınan birkaç metre kumaşın yanında geçtiği pankartlar.
‘’Seni Çok Seviyoruz’’ işte bu pankartlardan biri...
Gönülden bağlı olduğum ve birkaç senedir Antalya Atatürk Stadı’nda görememekten büyük üzüntü duyduğum , cümleyi kim düşünmüş ve yaptırmışsa eline sağlık dediğim , bir şehir sevgisi , bir takım sevgisini en kısa nasıl anlatırsınız sorusunun cevabını veren üç kelimelik pankart.
Biz ; ‘’Seni Çok Seviyoruz’’ gerçekten.
O tarihi sayılacak stadımızda, kırmızı beyaz çubuklu formanla sahaya çıktıktan sonra ki heyecanımız , hala ilk günkü kadar taze.
Attığımız gollere verdiğimiz tepkiler ilk günkü gibi. ‘’Eksiği yok fazlası var’’ derler ya ; aynen öyle.
Birde yediğimiz goller var ki onda da değişen bir şey yok ; biz o gollere eskidende tepki veremezdik.
*******
Liglerin başlaması için yaz mevsiminde şafak tutuyorsakYakın zamanda başlayan dolu tribünlere karşı bize üç puan gösterememe sendromuna alıştıysak ;Oynadığın stadın gişelerinde hala saatlerce sırada bekleyenler varsa ,Sana olan aşkını anlatamayıp bayraklara yazacak bir şey bulamayanlar varsa ,Hala uğrunda tek korkusunu yalan ve iftira olarak belirtenler varsa , Çıkmadık candan ümit kesilmez diyerek son dakikada bile içimizde bir kıpırtı varsa,3 Mayıs 2000 tarihinde oynanan maçı ve maç sonrasında ucundan tuttuğumuz kupanın , elimizden kayışını unutamadıysak,Seneler önce oynanan Werder Bremen maçının , arkadaşlar arasında hala muhabbeti geçiyorsa , 07.07.2007 tarihinde Antalyasporlu yöneticilerin duyarsız kalarak (!) tüm Antalyasporlular’ı ilgilendiren hiçbir organizasyon yapılmamasına rağmen üç beş kişilik küçük gruplar halinde ayrı ayrı bu günü kutladıysak , 07 rakamı bize bir sayıyı değil seni hatırlatıyorsa ‘’Bir şehri sevmek nedir bilir misin?’’ sorusunun cevabını biliyorsak ; Geçen sene müsabakaya giderken kaza geçiren masa tenisi sporcularımızı ve elinde ki koltuk değneğiyle bayan sporcu kardeşlerimizi maça getiren antrenörlerini , futbol maçında görünce duygulandıysak ;
Bizde , sakın mantık arama…
Çünkü : ‘’Seni Çok Seviyoruz’’
Mehmet Öztürk
Herkesin cebinden üç beş kuruş verip reklamcıdan çıkardığı , ya da tamamen el emeği göz nuru , üzerinde birkaç kişinin saatlerce uğraştığı pankartlar.
Yazarken etrafında biraların içildiği , muhabbetinse gırla döndüğü , ‘’lan gene sprey bitti’’ diyaloglarının sıkça yaşandığı , ‘’abi naptın ya gene yamuk yazmışsın ‘’, ‘’hacı yan taraftan tineri yollasana’’ , ‘’baba bu fırça kalın olmaz’’ nidalarının kumaş pazarından alınan birkaç metre kumaşın yanında geçtiği pankartlar.
‘’Seni Çok Seviyoruz’’ işte bu pankartlardan biri...
Gönülden bağlı olduğum ve birkaç senedir Antalya Atatürk Stadı’nda görememekten büyük üzüntü duyduğum , cümleyi kim düşünmüş ve yaptırmışsa eline sağlık dediğim , bir şehir sevgisi , bir takım sevgisini en kısa nasıl anlatırsınız sorusunun cevabını veren üç kelimelik pankart.
Biz ; ‘’Seni Çok Seviyoruz’’ gerçekten.
O tarihi sayılacak stadımızda, kırmızı beyaz çubuklu formanla sahaya çıktıktan sonra ki heyecanımız , hala ilk günkü kadar taze.
Attığımız gollere verdiğimiz tepkiler ilk günkü gibi. ‘’Eksiği yok fazlası var’’ derler ya ; aynen öyle.
Birde yediğimiz goller var ki onda da değişen bir şey yok ; biz o gollere eskidende tepki veremezdik.
*******
Liglerin başlaması için yaz mevsiminde şafak tutuyorsakYakın zamanda başlayan dolu tribünlere karşı bize üç puan gösterememe sendromuna alıştıysak ;Oynadığın stadın gişelerinde hala saatlerce sırada bekleyenler varsa ,Sana olan aşkını anlatamayıp bayraklara yazacak bir şey bulamayanlar varsa ,Hala uğrunda tek korkusunu yalan ve iftira olarak belirtenler varsa , Çıkmadık candan ümit kesilmez diyerek son dakikada bile içimizde bir kıpırtı varsa,3 Mayıs 2000 tarihinde oynanan maçı ve maç sonrasında ucundan tuttuğumuz kupanın , elimizden kayışını unutamadıysak,Seneler önce oynanan Werder Bremen maçının , arkadaşlar arasında hala muhabbeti geçiyorsa , 07.07.2007 tarihinde Antalyasporlu yöneticilerin duyarsız kalarak (!) tüm Antalyasporlular’ı ilgilendiren hiçbir organizasyon yapılmamasına rağmen üç beş kişilik küçük gruplar halinde ayrı ayrı bu günü kutladıysak , 07 rakamı bize bir sayıyı değil seni hatırlatıyorsa ‘’Bir şehri sevmek nedir bilir misin?’’ sorusunun cevabını biliyorsak ; Geçen sene müsabakaya giderken kaza geçiren masa tenisi sporcularımızı ve elinde ki koltuk değneğiyle bayan sporcu kardeşlerimizi maça getiren antrenörlerini , futbol maçında görünce duygulandıysak ;
Bizde , sakın mantık arama…
Çünkü : ‘’Seni Çok Seviyoruz’’
Mehmet Öztürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder