4 Haziran 2008 Çarşamba

misafir odası

Aci ile ask ile büyüyen çocuklardik biz. Acimiz bazen mahallemizde topumuza el koyan Ramazan Amca olurdu , bazen de içeri giremedigimiz bir maçta ; açik tribünün kapisinin orada ki agaçlara tirmanirken çizilen ; elimiz ayagimiz.. Genelde geçerdi bu çizik acisi ; bize en yakin oyuncumuz sag bek Abdulkerim'i görünce.. Bizde o zamanlar ne oldugunu hissedemedigimiz bir ask vardi ; sebebini bilmeden baglanmak , sadece pazar günleri , öglen saatlerinde nükseden bir sakatlik gibi. Bazen de hafta içi antrenman günlerinde devam ederdi , 1 numarali çim sahanin yedek kulübesinde.. Pazartesi günleri okulda futbol konusulurdu. Biz sevmezdik bu konusmalari , ilgimizi çekmezdi kendimize ait olmayan takimlar. Kendi sehrimiz güzeldi , seviyorduk , sevmemek için engel yoktu. Attalaos'un bana bir cennet bulun cümlesini düsünürdük kisa tenefüste. Yüzyillar sonra sansli oldugumuzu anladik , o cennette yasadigimiz için.
********
Atatürk'ün, Antalya'yi isteyen Italyan Musollini'ye karsi söyledigi ''Antalya'yi istiyormussunuz ; . Antalya , bizim Italya'da ki elçimizin cebinde degil ki size versin. Antalya buradadir. Anadolu'da. Niçin gelip almiyorsunuz ? Musollini'ye bir teklifim var, ordusunu göndersin , dövüselim; kim kanirsa Antalya onun olur'' cümleleri gögüsümüzü kabartirdi her zaman...
***** Bu sehir her seyi ile güzeldi. Aksamüstü , falezlerden izlemek tarihi bir baska güzeldi. Cumhuriyet Meydani'ndan kaleiçi'ne bakmak , yat limanindan düden selalesine dogru kisa bir gezinti yapmak ; kisa süren ama etkili olan yagmurlari , her yerde kar varken Konyalti'nda denize girmek ve tramvayini sevmek güzeldi bu sehrin. *****
Bu sehrin takimini da çok sevdik biz. Sevmememizi isteyenlere inat. Her ne kadar bir kaç kendini bilmez olaraktan adlandirsakta eskiden , büyüdük , okumaya çalistik. Kimimiz meslek sahibi oldu , kimimiz üniversitesi ögrencisi, kimimiz de üniversiteyi bitirip mezun oldu. Belki kimine göre hala bir kaç kendini bilmeziz.. Ancak , biz bu sehrin topraklarinda büyüdük, bu sehirde doyduk , bu sehrin tozunu yuttuk , suyunu içtik , bu sehrin kizlarina asik olduk , geceleri kimseye belli etmeden gizli gizli agladigimiz yer de bu sehirdi.
****
Bizim ikinci evimiz olan; ''Antalya Atatürk Stadi''nda dört ,oda bir salon vardi.Salonda maç yapilirdi , ev sahibi bizdik. Bazi arkadaslarimiz , Antalya dogumlu bile degildi üstelik ancak hiç bir zaman kendi evlerinde misafir odasina geçmek istemediler.Çünkü; kendileri bu sehirde dogmasa bile doydugunu , bu sehirde yasadigini ve bu sehre vefa borcunu ödemek istediklerini söylerlerdi. Bazi arkadaslarimiz da vardi ki kendileri Antalyali olmakla övünürdü ama misafir odasinda oturmayi çok severlerdi.
*****
Kirmizi beyaz renkli takimi , sampiyon olmasa da kupayi almasa da sevmesini bildik biz. Çünkü bizim övünmek için , ne kupalara ne de sampiyonluklara ihtiyacimiz vardi. Bunlara ihtiyacimiz olsa üç takimdan birini destekleyip isin kolayina kaçardik. Biz de bilirdik balli ekmek yemesini ; ama biz aç kalip seni sevmeyi tercih ettik.. Cumartesi günü; Galatasaray maçinda , kirmizi beyazli futbolcularimiza gönülden basarilar. Antalyamiz'a yakisir , centilmence bir maç oynanmasi ve üç puani almamiz dilegiyle..

Mehmet ÖZTÜRK

Hiç yorum yok: