4 Haziran 2008 Çarşamba

dipnot


Türk futbolunu sadece 3 kulüpten ibaret zanneden, tüm kişi ve kuruluşlara karşı çıktığınızı söylediğiniz Anadolu-İstanbul kavgasının asıl ateşleyicisi ve sebebi sizlersiniz. Dünyada hiçbir örneğine rastlamak mümkün müdür ki; Pazar akşamları; 3 takımın özet maç yayınları ve diğer takımların maç yayınları ayrı program adı altında yayınlanıp 3 takıma verilen sürenin neredeyse onda biri diğer takımlara verilsin. Bu ayrımcılıktan öte hakarettir. Anadolu takımlarına; küçük, İstanbul takımlarına; büyük sıfatlarını koyanlar sizlersiniz. Bu Nazizim'in futbolumuzdaki gerçeğidir. Açıkça gördüğü, bildiği halde kendi takımı lehinde olan her olayda, her hakem hatasında zavallıca ve haince susan, kendi takımının aleyhinde olunca günlerce yaygara koparan, Anadolu takımlarının birbiriyle yaptığı maçların skorunu bile bilmeyen siz zavallı kalemşörler bilmelisiniz ki; bu "hak hırsızlığınıza" artık seyirci kalmayacağız. Almanyada;Bayern München, İngilterede;Manchester United... karşıtı cephe biliniyor. Kısaca sorunun aslında futbolun gitgide daha da endüstrileşmesi ile yakınen ilgili daha yapısal nedenleri de var. Ancak yine de söz konusu ülkelerde başarının Türkiyedeki kadar göz ardı edilmediği de bir gerçeklik sanırım. Örneğin iki sezon önce gencecik kadrosuyla kupayı kazanmış Gençlerbirliği hakkında, 2 gün süren o klişe inancın zaferi yorumları dışında ne okuduk, ne gördük? Peki geçtiğimiz sezon kupayı tam anlamıyla söke söke kazanmış Kocaelispor (hatırlıyorsunuz değil mi Beşiktaşa 4 attığını!) hakkında?... Ayrılıkçılık yaptığımızın farkındayız. Ama peki biz ayrılıkçıysak spor programlarının içinde Bizans haberlerimizi aldıktan sonra yayınlanan, Anadolu takımlardan havadisler için Anadolu Turu diye bir bölüm açanlar neci? Anadolu-Bizans gerilimi diye bir şey yoktur diyenlere de bir soru, yukarıdaki örnekleri de göz önünde tutarak: 2 sezon önce şampiyonluğa çokça yaklaşan G.Antep şampiyon olmayı başarabilseydi de Anadolu Turu içinde yer almayacak mıydı?... Yaptığı tüm mukaveleleri onda bir bedelle gösterip vergi kaçıran hırsız takımların destekçileri, takımına milyonlarca dolar para verip yüzbin dolar vergi vermeyen başkanların yağdanlıkları bilmelidirler ki; er ya da geç bu hırsızlıkları açığa çıkacaktır. Alt yapısı bomboş, üretmeden, yetiştirmeden sadece para ile varlığını sürdüren takımları; Türk futbolunun temel direkleri zannedip onlara sırtını dayayanlar elbet o direkler ile beraber devrileceklerdir.


Hakan Çiviler

Hiç yorum yok: