5 Haziran 2008 Perşembe

akdenizde tribün kültürü

Antalyaspor - Akdenizin İncisi!



Akdeniz'in en güçlü takımı Adanaspordur hocam!




Adana Demirsporludur!


fifti fifti...
bu akdeniz taraftar kültürü; güncel de bile tartışılabilecek bir konu...
ha akdenizli miyim; kısmen.. annem tarafı hataylı.. şoven bir reyhanlılıkları var.. ordan iyi kötü kestirebilirim.. ancak bu taraftar kültürünün yığınlaştığı ve kemikleştiği esas bölgeleri sıkı fıkı tanıma şansım olmadı; bu, adıma üzücü.. bir ADS, bir antalya, bir MİY veyahut da bir TİY.. ve daha niceleri... bu kültürün oluşumuna kaynak olan birincil unsur, sahip olunan sosyo-kültürel yapıyla ilişkilidir...
ancak bu yapıyı oluşturan esas unsur ise bu coğrafyanın toprağıdır, toprağın rengidir.. akdenizdeki tribün kültürünü oluşturan bu toprak, kovalanan takımın rengine kadar ilişkilidir.. örneğin; adanaspor, alanyaspor, mikro örnek ise; reyhanlıspor; reyhanlısporun rengi yeşil-beyazdır; bu renkler, reyhanlının yaşam kaynağı olan pamuktan gelmektedir... bildiklerim içinde bu unsura aykırı olan takımların başında ise antalya gelmektedir.. örneğin sıcak havanın yoğunluğu bu kültürü oluşturan unsurlardan ikincisi olabilir.. bir adana sıcağını ya da bir mersin sıcağını yaşamına alıştırabilmiş insan tipi değilsek, bu coğrafyaların yaşadığı sıcaklarda, birçoğumuz 20 dakkadan fazla tribünde takımı kovalamak için zıplayamayız.. buna biyolojimiz izin vermez.. bu bir biyo-kültür durumuna örnektir.. örneğin; antalyalı arkadaşların tribünlerindeki giyim-kuşamı bana her zaman renkli gelmiştir.. rahatlıkları vs. buna endekse durumdadır.. örneğin hangi taraftar maça terlikle gidebilir.. bu ayıpsanmakla ilişkili değildir; bu, yaşadığımız coğrafyanın sahip olduğumuz tribüne endekse olma durumudur; doğal olarak bu da, taraftar kültürümüzü etkilemektedir/etkileyecektir... ezgiler diğer coğrafyalara göre farklılık gösterebilmektedir.. örneğin; antalyanın tribünlerinde oldukça sık söylenen parcalar akdeniz ile ilgili olan popüler parcalardır.. ancak diğer coğrafyaların bu sıklkta bir şansları yoktur/olmayacaktır da...
yine adana örneğini ele alırsak... -malumunuz adanadan çıkma oldukça fazla rock sanatcısı var.. bunların ezgileri de bu tribünlere belki de ilham vermiş olabilir/olacaktır da.... bir kente ekonomik kaynak olan büyük olgular da bu kültüre endekse olabilir.. örneğin; iskenderun gerçeği..
İDÇ'nin tribünleri küçük olsa da militaristtir.. iskenderun caddelerini, sokaklarını İDÇ'nin maçlarına, militarist davet içeren afişler süsler.. bu olguya kaynak olan unsur; işçi, fabrika, yerleşik gecekondululuk ve göç olgusudur.. iskenderuna hayat veren demir-çelik fabrikasında çalışan işçi çocukları, limanında, gümrüğünde çalışan işçilerin çocuklarıdır bu kovalamaca içinde olanlar... ve doğal olarak da bu kovalamacaya yol vermiştir bu geniş kültür... ayrıca, yine bu şekil gelişen adana demirspor örneği vardır... bunu, şu şekilde ilişkilendirebiliriz; İDÇ, demiriyle-çeliğiyle, deniziyle renklenirken... ADS de yine aynı şekilde demiryolunun mavi-lacivertiyle renklenmiştir.. onda da ağır bir sanayi havası vardır... -ki bu durum ADS tribünlerine yansıyabilmektedir... politik anlamda İDÇ'nin ve ADS'nin ne boyutlarda olduğu aşikardır... maraş örneği ise daha kapalı ve cok daha geniş katılımlıdır; ancak içinde mikro bir tribünü kapsamaktadır.. aynı antep örneğin de olduğu gibi.. akdenizlilik kültürü gelişmemiştir; ya da biyo-eko-sosyo-kültürel tipi maraşta söz konusu değildir.. daha çok güneydoğu biçimi hakimdir.. maraş; kent kültürü gelişmiş, kent şovenizmine sahip bir yapı içierisindedir.. kırsal yerellik tipolojisini maraş tribününede görmek mümkündür.. maraş tribünlerinde daha milliyetçi bir yapı söz konusudur.. sağ ve sol anlama bürünmeden sahip olunan genel geçmez politik duruşta yukarıda değindiğim ADS ve İDÇ'nin taşıdığı politik anlamlar ve tribün duruşu maraş içinde yer bulamamış ve gelişememiştir.. maraşın ilçesi olan pazarcık'la da antalya-alanya ya da hatay-iskenderun örneklemindeki sorunsalı az-buçuk yaşanabilmektedir.. çünkü maraş merkezi milliyetçi, pazarcık ise alevi kökenli olmasından ötürü bu eğilimden fazla etkilenmez.. plaka sayısının kültürüne endike olmuş ya da öyle düşünebileceğimiz "buçuk" olayı da maraş'ta da yaşanabilmektedir.. elbetteki benim yaklaşımlarım kanıtlanmış, net doğrular değildir; ancak bu örnekler çok daha geniş bir yelpaze içinde genişletilebilir.. daha da mikro boyutlara da taşınabilir.. gerisi size kalmış...
seyhun

Hiç yorum yok: